Gerçek denen bu hayattan arada bir kurtulmak ve bu hayat içerisindeki insanlardan kaçmak için güzel bir şehir biliyorum. Gitmesi bazen zor oluyorsada mühim değil, orada geçirilen unutmuşlukla çevrili sürur her şeye değiyor. Yolu yok, belli bir rotaya da bağlı falan değil üstelik bu yolculuk… Kaf Dağı’nda her şeyiyle sizin kurduğunuz bir ülke; hayal ülkesi…
Çoğu zaman orda geçirilen vaktin hesabı yoktur. Çoğu insan bu yüzden olsa gerek oraya sıklıkla gider… Arada benim de uğradığım yerdir. Kimsenin kimseden haberi yoktur, dış dünyaya ve diğer insanlara tamamen kapalı bir dünyadır, yalnız değilseniz de bir başınasınızdır orda. Çünkü hayal ülkesine misafir ettiğiniz insanların hiçbir zaman haberi olmaz orda olduklarının, siz söylemedikten sonra…
İlk bakışta güzel, sonra anlamsız gelir belki hayal(ülkesi) kurmak ama gerçek hayatın bir bakıma mayası olması hasebiyle önemlidir. Gerçekleşir veya gerçekleşmez o hayal sahibinin hayal ile gerçek arasındaki kurgulama becerisine kalmış bir şeydir… Her ne kadar bazen anlamsız gibi gözükse de güzel şey hayal kurmak, güzel şey başkasının hayaline misafir olmak… Unutmayın, siz de bir yerlerde bir kişinin hayaline misafirsiniz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder